Antalya’da geçtiğimiz günlerde 45 dakika süren bir dolu yağışı, şehrin sakinlerini sarsacak boyutta etkiledi. Dolu tanelerinin büyüklüğü ve yoğunluğu, kısa bir zamanda büyük hasara yol açarken, yöre halkı yaşadıkları korku dolu anları gözyaşlarıyla anlattı. Özellikle tarım alanlarında meydana gelen hasar, çiftçilerin yüzünü güldüren yaz aylarına dair umutlarını da tamamen suya düşürdü. Şimdi Antalya, felaketin etkilerini atlatmaya çalışırken, yetkililerin acil çözümleri devreye sokması gerekiyor.
Dolu yağışı, özellikle tarım arazilerindeki ürünleri yok etmesiyle bilinirken, bu olayda Antalya’nın birçok köyü büyük zarara uğradı. Patates, domates ve narenciye gibi ürünler, felaketten en fazla etkilenenler arasında yer aldı. Çiftçiler, dolu sonrası tarlalarında gördükleri manzarayı “kıyamet” gibi tanımladı. Ürünlerin hepsinin neredeyse yok olduğunu belirten çiftçiler, gelecek yıl ne yapacakları konusunda ciddi kaygılar taşıyor. Dolu sonrası yaşanan zararları minimalize etmek için mevcut arazilerini nasıl koruyacaklarına dair araştırmalar yapmaya başladılar. Çiftçi Mehmet Yılmaz, "Bu yıl her şeyimizi kaybettik. Elimizde avucumuzda hiçbir şey kalmadı. Borçları nasıl ödeyeceğimizi bilemiyoruz," diyerek yaşadığı çaresizliği dile getirdi.
Antalya Valiliği, dolu felaketinin ardından olayın boyutunu görmek ve gerekli önlemleri almak için acil bir toplantı düzenleyerek, durumu değerlendirdi. Yetkililer, zarar gören çiftçilere yönelik olarak destek programlarının hayata geçirileceğini duyurdu. Türkiye’de tarım sigortası sisteminin işlerliğinin geliştirilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, çiftçilerin bu tür doğal afetlerden daha az etkilenmesi için politikaların gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, dolu zararının tespit edilmesi amacıyla hasar tespit heyetlerinin bölgeye gönderilmesi planlandı. Bölgede yaşayan çiftçilerin rahat bir nefes alması için acil desteklerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
Olay sonrası yaşanan tahribat, sadece tarım alanlarıyla sınırlı kalmadı. Dolu yağışı, çok sayıda aracın camlarını kırarak maddi hasara yol açtı. Antalya’nın büyük şehir merkezlerinde de dolunun etkileri hissedildi; kaldırımlar dolu taneleriyle kaplandı, yağmur suyu kanallarının tıkanmasıyla seçilemeyen bazı yollar geçilemez hale geldi. Şehir çapında yaşanan bu durum, halkı zor durumda bıraktı ve kurtarma çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini gösterdi. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ve yerel basında dolunun etkileri üzerine atıflar yapılması, Antalya’nın sorunlarının ve şehrin yaşadığı felaketin dikkat çekici bir şekilde gündemde kalmasını sağladı.
Sonuç olarak, Antalya'da yaşanan bu dolu felaketi, bölgedeki birçok insanın hayatında derin izler bıraktı. Tarımda kayıplar, hem çiftçilerin geçim kaynaklarını tehdit ediyor hem de yerel ekonomiyi alt üst ediyor. Yaşanan felaketin ardından hem devletin hem de özel sektörün bu durumu çözmeye yönelik adımlar atması kaçınılmaz hale geldi. Çiftçilerin hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra, hem afet öncesi hem de sonrası yapılabilecek hazırlıkların gözden geçirilmesi gerekiyor. Antalya halkı, artık benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması için dayanışma ve destek bekliyor. Hayat mücadeleleri ve umutları yeniden yeşertmek adına güçlü adımlara ihtiyaç duyuluyor.