Günümüzde, birçok genç, kişisel ilgi alanlarını kariyer haline getirmenin peşinde koşuyor. Ancak, bu dönüşümün her zaman kolay olmadığı bir gerçek. Kimi zaman yeteneklerimizi keşfetmemiz yıllar alabiliyor, bazen ise bir tutkunun peşinden koşmak, merakla öğrenmek, bizi kendi işimizi kurmaya yönlendirebiliyor. İşte bu bağlamda, "Babamdan bulaşan bir hastalık" başlığı ile hayatına dokunan bir hikaye karşımıza çıkıyor. Ailesinin geleneğini yaşatma çabası güden genç girişimci, babasının mesleğine olan tutkusunu kendi kariyerine nasıl yansıttığını anlatıyor.
Çocukluğundan beri yaptığı şeyler ve babasıyla olan anıları, genç girişimci Ali’nin hayatında büyük bir yer tutuyor. 25 yaşındaki Ali, babasının yıllar boyunca yaptığı işten etkilenerek, bu ilgi alanını meslek haline getirmeye karar verdi. "Babam hep bana, işine aşkla bağlı olmanın önemini anlatırdı. Onun tutkusunu görmek, bana da ilham verdi" diyen Ali, başladığı bu yolculuğun kolay olmadığını her fırsatta vurguluyor.
Ailesinin geçmişten getirdiği değerler ve mesleki beceriler, Ali’nin kariyerine yön veren temel taşları oldu. İlk başta sadece hobi olarak başlayan bu ilgi alanı, zamanla onun iş hayatının merkezine oturdu. "İlk başta sadece babamın işine yardım ediyordum, ama zamanla onu yapmak isteyeceğimi anladım. O işin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku olduğunu gördüm" şeklinde konuşan Ali, işine olan sevgisini her fırsatta dile getiriyor.
Ali, hobisini mesleğe dönüştürmek için ilk adımını atarken, öncelikle bu alanda eğitim almak gerektiğini düşündü. Lise eğitimini tamamladıktan sonra, ilgili bir bölümde yüksek öğrenim görmeye karar verdi. Üniversitede aldığı eğitim ve staj deneyimleri, ona pratik bilgi ve beceriler kazandırdı. "Okul hayatım boyunca, babamın işini daha iyi anlayabilmek için araştırmalar yaptım, projeler geliştirdim. Eğitimim sırasında edindiğim teorik bilgiler, babamın uyguladığı tekniklerle birleşince benim için bir bütünlük oluşturdu" dedi.
Ali, mezuniyetinin ardından hemen iş hayatına atıldı. İlk etapta babasının işinde ondan aldığı tecrübeleri uyguladı. İşin içine daldıkça, kendi yenilikçi fikirlerini hayata geçirme fırsatı buldu. Sosyal medya ve dijital pazarlama alanında yaptığı atılımlar, ona büyük bir avantaj sağladı. "Babamın yaptığı işi, genç neslin beklentilerine uygun hale getirmek istedim. Bu noktada teknolojiyi kullanmak bana çok yardımcı oldu. Sosyal medya üzerinden yaptığımız reklamlara ve dijital kampanyalara yönelmek, işimizi büyütmemizi sağladı" şeklinde ekledi.
Başarılı bir iş modeli oluşturmanın yanı sıra, genç girişimci, sosyal sorumluluk projelerine de önem veriyor. Yerel topluluk içinde düzenlediği atölyelerle, gençlere mesleğini tanıtmayı ve onlara ilham vermeyi hedefliyor. "Benim için en büyük başarı, gençlerin bu alanda tutku duyması ve kendi hayallerini gerçekleştirmeleri. Bu nedenle, düzenlediğimiz etkinlikler ve atölyelerle onların yanlarında olmak istiyorum" diyerek hedeflerini paylaştı.
Ali'nin başarı hikayesi, sadece kişisel becerileriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda aile olmanın ve gelenekleri devam ettirmenin önemini de gözler önüne seriyor. Babasının mirasını yaşatırken, kendi izini de bırakma çabası, genç girişimcilerin her zaman ilham kaynağı olabilir. "Babam sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı sundu. Onu en iyi şekilde temsil etmek, benim en büyük arzum" diyerek ailesine olan bağlılığını ifade ediyor.
Sonuç olarak, hobilerin mesleğe dönüşmesi kolay bir süreç olmayabilir, ancak doğru eğitim, azim ve ailenin desteği ile bu gerçekleşebilir. Ali'nin hikayesi, gençlerinin sadece ailelerinden değil, aynı zamanda tutkularından ve yeteneklerinden de beslenerek kendi yollarını çizebileceklerine dair ilham verilmesi gerektiğini gösteriyor. Ailece yürütülen işler, ayrıca topluma katkı sağlama konusunda önemli bir yere sahip. Bu tür hikayelerin artması, hem bireysel başarıyı hem de ait olduğumuz kültürü zenginleştirmeye katkı sunacak gibi görünüyor.