Son dakika gelişmesi olarak, Marmara Denizi’nde meydana gelen 3,7 büyüklüğündeki deprem, bölge halkında büyük bir korku ve endişe yarattı. Bu şiddetteki depremler, Marmara'nın sık sık sarsıldığı gerçeğiyle birleşince, halkın hazırlık seviyesini bir kez daha gündeme getirdi. 1 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen bu sarsıntı, saat 14:45 civarında kaydedildi ve merkez üssü, deniz tabanının yaklaşık 13 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Arama kurtarma ekipleri ve resmi otoriteler, olası olumsuz durumlar için hazır bekletiliyor.
Depremin Marmara kıyılarında hissedilmesi, birçok kişinin panikle dışarı fırlamasına neden oldu. İlk belirlemelere göre, İstanbul, Kocaeli ve çevre illerde hissedilen sarsıntıların ardından büyük bir tehlikenin olmadığı açıklandı. Ancak, uzmanlar, yaşanan bu durumun, büyük deprem öncesi bir emare olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Sismologlar, bölgedeki fay hatlarının hâlâ aktif olduğunu ve bu nedenle önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor.
Marmara Bölgesi’nin depreme dayanıklılığı adına alınan önlemler, son yıllarda hükümetin önem verdiği bir konu haline geldi. Ancak, yaşanan bu depremler, her ne kadar düşük şiddette de olsa, toplumsal farkındalığın artırılması ve afet hazırlık eğitimlerinin önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Uzmanlar, bireylerin ve kurumların afet anında nasıl hareket edeceği konusunda bilgi sahibi olmalarını öneriyor. Olası bir büyük depremde, inşaat standartlarının gözden geçirilmesi, acil durum planlarının oluşturulması ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Son olarak, böyle depremler, sadece şehirde değil, yerel ekonomide de belirli etkiler yaratabiliyor. İşletmelerin sınırlı süreli kapanması, insanların güvenlik kaygıları nedeniyle alışveriş alışkanlıklarının değişmesi gibi durumlar, bu tarz olayların toplum üzerindeki yansımaları arasında yer alıyor. Kamuoyunun bilgilendirilmesi ve duyarlılığın artırılması, yaşanan bu tür olayların yönetilebilirliğini büyük ölçüde etkileyecektir.
Ülkemiz, coğrafi konumu gereği pek çok fay hattının bulunduğu bir bölgede yer alıyor. Bu nedenle, depremlerle yaşamayı öğrenmek ve her daim hazırlıklı olmak, tüm vatandaşların sorumluluğu. 3,7 büyüklüğündeki bu son deprem, her ne kadar hasar vermeden atlatılsa da, dikkatsizlik ve hazırlıksız kalmanın nelere mal olabileceği konusunda önemli bir hatırlatmadır. Marmara Denizi için yapılan rutin kontrol ve araştırmalar, bu tür sarsıntıların sıklığını belirlemek açısından kritik bir öneme sahip. Tüm Türkiye’nin bu konuya dikkat etmesi ve her türlü hazırlığı eksiksiz tamamlaması gerektiği bir kez daha ortaya çıktı.