İstanbul’un en yoğun yollarından biri olan TEM Otoyolu’nda gerçekleşen korkunç bir kaza, sürücüleri ve yayaları derinden sarstı. Yolun ortasında yatan bir kişinin, ardı ardına gelen araçlar tarafından metrelerce sürüklendiği anlar, güvenlik kameralarına yansıdı. Bireysel güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seren bu olay, trafik güvenliği konusundaki tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.
Güvenlik kameralarında kaydedilen görüntülere göre, bir kişi TEM otoyolu üzerinde yolun tam ortasında yatarak büyük bir tehlike yarattı. O saatlerde o yolda seyreden sürücüler, aniden karşılarına çıkan bu manzara karşısında şok yaşadı. Yapılan ilk değerlendirmelere göre, yatan kişinin neden orada bulunduğu ve bu durumu nasıl oluşturduğu henüz netlik kazanmadı. Araçların hızla geçtiği bu yolda, dikkatsizce yatan bir kişi olarak fark edilmesi, kaza anının kaçınılmaz olmasına yol açtı. Öte yandan, karşıdan gelen bir sürücü bu durumu fark ettiğinde, ne yazık ki çok geçti ve kaza yaşandı.
Kazanın ardından 112 Acil Servis ekipleri, kısa süre içinde olay yerine intikal etti ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen yatan kişi hayatını kaybetti. Olay yerindeki tanıklar, yaşanan kazanın etkisini uzun süre unutamayacakları ifade etti. Araç yolunda yatan bir kişinin olduğunu göremeyen sürücüler, ne yazık ki bu trajik kazanın sevinci olarak geri dönmek zorunda kaldı. Olay sonrası yol bir süre trafiğe kapatıldı ve güvenlik güçleri, kaza ile ilgili detaylı bir inceleme başlattı.
Bu kazanın ardından, toplumda trafik güvenliği ve yayaların yollar üzerindeki davranışları konusunda önemli bir farkındalık oluşturma ihtiyacı doğdu. Yolun ortasında yatan bir kişinin varlığı, birçok soruyu da beraberinde getirdi. Neden o kişi o noktada oradaydı? Kaza öncesinde herhangi bir yardım almalı mıydı? Kullanıcıların, trafikteki güvenliğine neden bu kadar özen göstermediği gündeme geldi. Bu tür kazaların önüne geçmek ve toplumsal farkındalığı artırmak için yerel otoritelerin daha fazla çalışması gerektiği düşünülüyor.
İşin en trajik yanı ise, bu olayın aslında önlenebilir bir kaza olmasıydı. Yayaların trafiğe çıkmadan önce dikkatli olması ve yolların güvenliğinden emin olunması gerektiği noktasında sık sık hatırlatmalar yapılmakta. Trafikteki her bireyin, hem kendi güvenliği hem de diğer sürücü ve yayalar için sorumluluk taşıdığı unutulmamalıdır. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, trafik yoğunluğunun ve dalgalanmalarının göz önüne alındığında, dikkatli davranmak tüm bireyler için hayati önem taşımaktadır.
Böyle trajik olayların tekrarlanmaması için toplum olarak, daha duyarlı ve bilinçli olmamız gerektiği bir gerçektir. Eğitim programları, kamu spotları ve yerel yönetimlerin destekleri ile trafik güvenliğini artırmak adına atılacak adımlar, gelecekte yaşanabilecek benzer kazaların önüne geçebilir. Bu tür kaza haberlerinin ardından yaşanabilecek toplum sağlığına yönelik projelerde etkin olmak, herkesin yararına olacaktır. Unutmayalım ki, her can değerlidir ve her birey kendi güvenliğine ve başkalarının güvenliğine karşı sorumluluk taşır. Bu tür trajik durumlarla karşılaşmamak için tedbirler almak hepimizin sorumluluğudur.